Bir Avuç Mutluluk :)

Bir Avuç Mutluluk :)
her insan anlamlıdır ve blogu takip eden tüm anlamlılarımıza ...

29 Ocak 2015 Perşembe

HAYATI ANLIYORSUN MESELA...

HAYATI ANLIYORUM DERKEN KENDİNE DAHİ SELAM VEREMEMEK...
Uzun zaman oldu buralara uğramayalı en son Nisanda gelmişim huzur bulduğum yere...Ve hayatımda kendime yer vermeyeli de bir hayli zaman olmuş. Bu gece yanımda sadece damla sakızlı bir Türk kahvesi ve ek olarak satırlarına  kadar işlemek istediğim aynı zamanda anlam veremediğim  duygularım var. Sanki uzun zamandır yaşamıyorum farklı bir evrenden farklı bir ütopyadan geldim buraya o kadar garip geliyor bana artık yaşanılması şart olan Dünya...Doluyum dibine kadar kendim zaten, bir de üstüne farkında olamayacak kadar da  boşverilmiş bir  imaj. Yalnız başına olmak,saatlerce parmaklarımı hissetmeme isteğine kadar yazmak istiyorum. Kusmak istiyorum öfkemi bu gece. Başta kendime, sonra bu yazıyı okuyan her kimse ya da her neyse sözüm ona, oradakilere. Tabi beni anlayacak kadar tanıyabildilerse eğer. Uzaklaşmak istiyorsun her şeyden hayalin ne olursa olsun, kim olursa olsun bıkıyorsun mücadele vermekten kimin için ne için kimler için. Sadece sen oluyorsun kimi zaman. Sen kimsin? O öğretilmeden sen olmak öğretiliyor ve onu bulmak pahasına sen, sen olmaktan çıkıyorsun. Anlaşılmak istiyorsun bir yerde sadece kendin olduğun için anlaşılmak mesela...Dönüp okumuyorum şuan ne yazdım diye merak etmiyorum yani,içimden geçenleri yazmak için geldim ben bu gece buraya. Düşünüyorum aylar hatta belki de yıllar sonra gelmiş bile olabilirim...Ama hüzün alıyor seni, öğretiyor sindire sindire hayatı. Parçalıyor yeri gelince tutmuyor, kaldırmıyor elinden. Daha sonra da izmarite çeyrek kala, yok oluyor önün. Gerçekler inandığın kadar yalan oluyor bazen, yalanlar inanmadığın kadar gerçek...Hapsolduğun her vakit müebbet oluyor kimi zaman...Sonra kalkıyorsun, çabalıyorsun hayat bu hey nereye kadar bu dramatik senaryolar! Şimdi de senden efesi yok hayatta...Ki buna rağmen yine de sözün, özünün de ötesinde kaybolmuş, yok olmuş, solmuş bir dilenci gibi şarap şişesinin içerisinde umudunu çürürken buluyor...
 
29.01.15
00.40
 

15 Nisan 2014 Salı

EN FİYAKALI GÜZELLİKLER 

Güzel kalmak, güzel olmak, güzel. Sen ne kadar güzelsin okur hala buradasın. Ne kadar kışsın sen de. Kış olmak da güzel. Okyanusta bir balinaya rastlamak kadar güzel. Benim rüyalarım öyle; hep rastlarım denizde bir yunusa, balinaya ve tabii bir köpek balığına kabuslarımda. Sen gülümserken niçin üzülüyorsun? Veya viski koyduk neden içmiyorsun? Üstelik sanki bir filmdeyiz. Filmler bazen çok güzel.

Sanki bir filmdeyiz en fiyakalı bakıyorum, belki ondan caz çalıyor. Caz da güzel.

Güzelsin güzel hatta o kadar güzel ki mevsimler gibi savuruyor tazeliklerin hayatı.Hadi gel hayat da güzel.Sahi hayatta güzel.

Hamamda Deli Var asıl sen ne güzelsin öyle.

9 Ocak 2014 Perşembe

Umutlarda Umut

Ve bazen insan olmak için , hayat için , ayakta durabilmek için umut gerek . Bir hayale düşmek mesela . Mesela sarhoş oluyorsun ve içindeki her şeyi unutuyorsun , kelebekler gibi uçuyorsun ya da ihtimalleri düşünmeden gülümsüyorsun hınzırca . İşte bunun gibi olabilmek umut dolu ... Fazla konuşmak,konuşa konuşa ve lafla sözle büyütmek gerek iyi bir  dünyayı . Umut et ! Yılma ! Usanma ! Ve ağlama ! Hayat zannettiğin kadar zor değil gülümse gülümseyebildiğin kadar acılara diren , diren ki o umudun en büyük zirvesinin verdiği başarıyı sen tat ! Ve düşün seni senden başka kim üzebilir ve sen hazır değilsen seni umuda kim hazırlayabilir? Sen hazır değilsen seni kim mutlu edebilir ?

Resim yazısı ekle
ZEYNEP IŞIK 

3 Aralık 2013 Salı

YAŞAMIN RENGİ


                                  YAŞAMIN RENGİ                                                                                                
Duyarlı olmak ne demektir biliyor musunuz? Elbette ki şefkat hissine sahip olmaktır: Bir hayvanın acı çektiğini görünce bir şeyler yapmak, insanlar yolda çıplak ayakla yürüdükleri için yerdeki taşı, birinin arabasının lastiği patlayabilir diye yoldaki çiviyi kaldırmaktır. Duyarlı olmak, size ait oldukları için değil, olağanüstü güzelliklerinin farkında olduğunuz için insanlara, kuşlara, çiçekleri ağaçlara karşı bir şeyler hissetmektir. Peki, bu duyarlılık nasıl yaratılır?

Yoğun biçimde duyarlı olduğunuz anda, doğal olarak çiçekleri yolmazsınız ; çevrenizdeki şeyleri yok etmemeye, insanları incitmemeye, yani gerçekten saygı ve sevgi duymaya dair içten gelen bir arzu taşırsınız. Sevmek, dünyadaki en önemli şeydir. Fakat sevgiden kastımız nedir? Birini, sizi sevdiği için sevmek sevgi değildir. Sevmek, karşılık beklemeden bu olağanüstü şefkat hissine sahip olmaktır. Son derece zeki olabilirsiniz,  tüm sınavlarınızı geçebilir, doktoranızı verebilir ve yüksek bir mevkiye gelebilirsiniz. Ama bu duyarlılığı, bu basit sevgi hissini taşımıyorsanız hayatınızın geri kalanında sefil olursunuz ve zavallı bir hayat yaşarsınız.

Bu nedenle kalbinizin bu sevgi hissiyle dolu olması çok önemlidir. Çünkü ancak o zaman yok etmez, merhametsiz olmazsınız ve savaşlar da böylece son bulur. İşte o zaman, mutlu insanlar oluruz.


12 Temmuz 2013 Cuma

Aşk Nedir ?

Başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için, bu bir eksikliktir;
Başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise, bu bir fazlalıktır.
Erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır. Kadının ise aşkında belki bir hayata...

Erkekler deli gibi aşık olurlar, zamanla akıllanırlar. Kadınlar ise akıllı gibi aşık olurlar, zamanla delirirler.
 Aşk, kadını ve erkeği farklı etkiler. Aşık olan kadının gözünde başka hiçbir şeyin değeri kalmaz. Aşık olan erkeğin gözünde ise herşey yeniden değerlenir.
Çünkü aşık kadın "nasıl olsa bitecek" sezgisi ile hareket eder.. Aşık erkek ise "nasıl olsa sonsuza dek sürecek" yanılgısıyla... Aşık kadınlar bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar; Aşık erkekler ise melekler gibi dingin ve aptallar gibi bön.
 Aşık olmak erkeğe yakışır. Kadına asla. Kadına yakışan sadece aşktır.

Aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder, Aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle. Kadın ne ister? Ne mi ister? Hepsini ister. Ve aynı anda.

Peki erkekler ne ister? Hem sevgili karıları hem de haremleri olsun isterler. Peki neden korkarlar? Hem karısız hem de haremsiz kalmaktan korkarlar.

Kadın erkeğinin kendisine kul köle olmasını ister; olunca da ondan nefret eder. Erkek ise kadının kendisine köle olmasını istemez; olunca da onu sever.

Bir erkek kadından bıktığı için onu terk eder; Bir kadın ise erkeğinden sıkıldığı için. Arada çok önemli bir fark var. Bir erkek doyduğu için kadınından bıkar. Bir kadın ise doyamadığı için erkeğinden sıkılır.

Kadın terk edildiği ve aldatıldığı zamanlarda, bir de boşanırken hiç tereddüt etmez. Kararlı, şuurlu ve son derece akıllı biçimde bütün strateji ve nokta hücumu taktikleriyle delirir. Delilik, kadınların aklıdır.. Ve sadece bu özellikleri bile, onların erkeklerden daha üstün kabul edilmeleri için yeterli bir sebeptir.

Kadınlar, sezgileriyle her şeyi bilirler. Erkekler ise akıllarıyla hiçbir şeyi bilemezler...

Kadınlar her şeyi görürler. Göremediklerini duyarlar. Duyamadıklarını ise sezerler.

Dişilik yalnız algı kapılarını değil, bütün telepati, sezgi, altıncı his ve üçüncü göz kapılarını açan, Mescaline, Psilosibin kadar güçlü bir iksirdir.

Kadınların sezgileri o kadar olağanüstüdür ki, onları erkeklerden çok daha üstün saymamak için hiçbir neden yok.

Sezgi de neymiş mi dediniz? Aklın eli, kolu, gözü, kulağı ve burnudur. Aklın dürbünü, pusulası ve radarıdır. Şahini ve tazısıdır. Kapanı, tuzağı ve oltasıdır. Sezgi en kurnaz avcıdır. Sezgi olmasa ne bilim, ne felsefe, ne sanat olurdu.

Akıl mı? Akıl sezginin uşağıdır. O kadar.. Sezgileri yerine bilgileri ile hareket eden bilgiç kadınlar kadar itici yaratıklar düşünemem. Akıllıları ve kültürlüleri ise itici değillerdir, ama sıkıcı olurlar çoğu zaman.

Kadına en çok yarayan ne akıl, ne bilgi, ne de kültürdür. İnce ve şuh bir zekadır...
 YILMAZ ERDOĞAN 

11 Temmuz 2013 Perşembe

MUTLULUK : AÇAN TÜTÜN,KÖRELTEN TÜTÜN

Mutluluk, 
Diyordu adam, 
Her konuda 
Tekrara düşecek kadar 
Rahat olmak. 

Rahatsın, 
Diyordu kadın, 
Ama o sırada 
Birdenbire 
Odayı 
Sözgelimi 
Brezilya'ya 
Çevirir 
Bir çiçek. 

İyi niyetlidir musluk, 
Diyordu adam, 
Yüzüne çarptığın 
Ve içtiğin su 
Aynı serinliktedir. 

Mutluluk mu, 
Diyordu kadın, 
Mutluluk: 
Açan tütün 
Körelten tütün.